30 Aralık 2007 Pazar

SİVAS KANGAL

Kökeni: Çok eski çağlardan beri Küçük Asya'da yaşar. Türk bekçi köpeği olarak da bilinir. 1968'de Birieşik Devletler`e getirildi. Tanımı: Erkekler 75-76 cm., dişiler 66-71 cm. yüksekliğindedir. Ağırlık: erkekler 45-68 kg., dişiler 41-59 kg. Anadolu çoban köpeği Büyük Pyrenees'e ve Kuvasz'a çok benzer, ancak daha narin ve çeviktir. Beyaz ya da ten renginde. düz, sert ve kalın tüyleri vardır. Kulakları ve bumu genellikle siyahtır.Kişiliği: Zeki, kolay eğitilen, çocuklara karşı sabırlı, azarlanmaya duyarlı. sevilmek isteyen, yaşadığı yeri sahiplenen bir köpektir. Yabancılara karşı kuşkucudur ve bu nedenle güvenli ve çitlerle çevrili bir avluda yaşaması gerekir.Kullanımı: Savaşta ve avda yüzyıllardır savaş köpeği olarak kullanıldı. Özellikle kurtlara karşı verdiği başarılı savaşlarla tanınır. Bir çoban köpeği olarak yorgunluktan ve kötü hava koşullarından etkilenmez. Günümüzde bekçi köpeği olmanın yanı sıra çoban köpeği olarak da kullanılmaktadır

SİBİRYA HUSKY

Kökeni: Sibirya'nın yeriisi olan Husky, 1909'da Alaska'ya getirildi.Tanımı: Orta büyüklükte. dayanıklı, canlı. hoş görünüşlü, hareketli bir köpektir. Yüksekliği: erkeklerde 53-60 cm., dişilerde 51-56 cm. Ağırlık: erkeklerde 20.5-27 kg., dişilerde 16-22.5 kg. Kahverengi ya da pariak mavi gözleri biraz eğiktir ve dostça bir ifade taşır. Kulaklar: başın biraz üst kısmında ve diktir. Kuyruk: kurdunkine benzer, sırta doğru kıvrık durur. Tüyleri yumuşak, derisi kalındır. Şiddetli soğuğa (-50, -60 derece santigrat) dayanır. Kurt grisinden gümüş griye, beyaz desenli açık kum renginden siyaha kadar her renk olabilir.Kişiliği: İnsanlara uyumlu ve duyguludur. İyi bir arkadaş olmakla birlikte, son derece inatçıdır ve kolay canı sıkılır. Kullanımı: Hafif olduğu için hızlı koşabilir ve bu özelliği nedeniyle kızak yarışlarında kullanılır. Özellikle Kanada'da ve ABD'nin kuzeyinde popülerdir

ROTTWEILER

Kökeni: Muhtemelen İtalyan mastiffinden gelmektedir. Ortaçağ'da, çoban köpeği olarak kullanıldı. Wuttemberg'deki bir Alman kasabasında, Rottweil'de yetiştirildi. 1800'lerde nesli tükendi. Yirmind Yüzyıl'ın başlarında Stuttgart'da toplanan coşkulu köpek yetiştiriciler sayesinde, yeniden popüler hale geldi.Tanımı: İri ve güçlü bir gövdesi vardır. Erkeklerin yüksekliği 60-68 cm., ağırlığı 50 kg. kadardır. Dişiler biraz daha küçüktür. Küresel bir başı vardır; kulaklarının arası oldukça geniştir. Burnu çok iyi gelişmiştir; makas çenelidir. Gözler: koyu kahve, iyi huylu ve sadakatli bir ifade taşır. Kulaklar üçgen, ilen doğru düşük. Kuyruğu çok uzunsa biraz kısaltılmalıdır. Tüyler: kısa, sert ve kalın. Yanaklarında, burnunda, pençelerinde ve bacaklarında izler vardır. Rengi siyahtır.Kişiliği: Dengeli, sakin, itaatkar, cesur ve kolay eğitilir. Sadece efendisi saldırıya uğradığı zaman sertleşir.Kullanımı: Çoban ve polis köpeği olarak kullanılır, daha önemlisi bekçi ve muhafızdır. İnsana eşlik eden bir köpek olarak da değerlidir ve özellikle çocuklarla arası iyidir.Not: Bir batında on iki yavru doğurabilir

LABRADOR RETRIEVER

Kökeni: Newfoundland'ın yerlisi olan bu cins 1800 yılında Labrador'dan gelen İngiliz gemileriyle Büyük Britanya'ya getirildi. Tanımı: Kısa, sağlam bir köpektir. Yüksekliği 55-47 cm., ağırlığı 24-36 kg. Dişiler 54-56 cm. yüksekliğindedir. Sağlam, uzunca bir başı, kalın bir burnu vardır. Makas çenelidir. Gözler: kestane ya da ela, bakışları anlamlı. Boyun: güçlü. Kuyruğu: orta uzunlukta, kısa ve kalın bir tüy tabakasıyla (samur kuyruk) kaplı. Bacaklar: kemikli ve sağlam yapılı. Tüyler: sık, sert, dalgasız. Su geçirmeyen ikinci bir tüy tabakası vardır. Renkler: siyah, sarı, karaciğer kırmızısı daima tek renk. Bazen yeni doğmuş siyah yavruların arasında bir tane sarı yavru olabilir. Kişiliği: Canlı, duygulu, sevimli.Kullanımı: Koku alma duyusu mükemmeldir. Efendisiyle uyum içinde çalışmayı bilir. Bataklık ve sulu arazilerde avı getirme konusunda mükemmeldir. Suya dalma alışkanlığını yüzyıllarca sürdürmüş, ağlarını toplayan balıkçılara yardımcı olmuştur. Soylu, sağlıklı vedayanıklı bir köpektir.

GOLDEN RETRIEVER

Kökeni : Bu cins, muhtemelen ondokuzuncu yüzyılın ortalarında İngiltere'yi ziyaret eden bir Rus sirkine mensup türü bilinmeyen altın tüylü köpeklerin bloodhound ile çiftleştirilmesiyle geliştirilmiştir.Tanımı : Yükseklik: erkeklertte 58-61 cm,, dişilerde 55-57 cm. 0rtalama ağırlık: erkeklerde 29-34 kg,, dişllerde 27-32 kg iri, güçlü bir yüzü vardır ve makas çenelidir. Gözler siyah, yumuşak İfadeli. Kulaklar orta büyüklükte, düşük. Boyun: kaslı. Göğüs: geniş. Uzun kuyruğu kıvrık değildir. Bacakları kemikli, baldırları kaslıdır. Tüyleri parlak va dalgalı olmalıdır, ikinci tüy tabakası Su geçirmez. Renkler: altın ve krem renginin bütün tonları. Kırmızımsı gölgeler kusur sayılır.Kişiliği : Hareketli , uysal iyi huylu , duygulu , sevimli. Özelliği : Sağlam ve güçlü , koku alma duygusu gelişmiştir . Toprakta ve suda gayet iyi çalışır. İyi huylu olduğu için insana eşlik eden köpek olarakta değerlidir ve Aile hayatına uyum sağlar . Çocuklara hatta bebeklere karşı cok sabırlı ve naziktir.

DOBERMAN PINSCHER

Kökeni: Görece yakın zamanlarda oluşmuş bircinstir. Great Dane, Alman çoban köpeği. Rottweilers ve pinscherin muhtemelen Beauceron ve ingiliz tazısı ile çiftleştirilmesiyle 1860'da Almanya'da geliştirilmiştir. Bu karışımın yaratıcısı Louis Dobemnan adında bir Alman vergi tahsildarı idi. Doberman, meslek gereği haydutların bulunduğu bölgelere sık sık seyahat ediyordu. Gerektiğinde saldırabilecek nitelikte bir bekçi ve muhafız köpeği elde etmeye kararverdi. Üreticisinin adını taşıyan (kısaca n harfiyle anılıyordu) Doberman ilk kez 1876'da bir köpek gösterisinde sergilendi. Büyük bir başarı kazandı. Tanımı: Doberman kaslı ve son derece zarif bir köpektir. Yükseklik: erkeklerde 66-71 cm., dişilerde 61-66 cm. Ağırlık: 30-40 kg. kadar. Yassı bir kafatası, uzun ve dar bir başı vardır. Dişleri güçlüdür ve makas çene boyunca dizilidir. Gözler: siyah, canlı ve zeki ifadeli. Kulaklar: kesik, yukarı doğru. Kuyruk: çok kısa. Bacaklar: dümdüz. Tüyleri, kısa, kalın, sert ve vücuduna yapışıktır. Renkler: pas rengi lekeler taşıyan, siyah, koyu kahve ya da mavi. Beyaz izlere izin verilmez. Doberman'ın yürüyüşü. elastik ve zarif olmalı,yere sağlam basmalıdır.Kişiliği: Erkek ve dişiler arasında mizaç farkı vardır. Dişiler, aileye karşı sakin, duyarlı ve duygulu, ancak yabancılara karşı kuşkucudurlar. Erkek. son derece zeki, ancak aceleci ve genellikle saldırgandır. Bu nedenle enerjik bir efendi tarafından yönetilmesi gerekir. Kötü Doberman yoktur, kötü Doberman sahibi vardır, sözü buradan gelir.Kullanımı: Bekçi ve muhafız köpeği olarak kullanılan Doberman, yüz yılı aşan bir süre içinde bu görevleri yerine getirmeyi sürdürmüştür. Polis köpeği olarak, orduda (Deniz Kuvvetleri Doberman'ı pusu bulma işinde kullanmıştır) ve her türlü endüstriyel tesisin korunmasında kullanılmıştır. Dişiler erkeklere nazaran apartman hayatına daha kolay uyum sağlarlar, ancak her ikisinin de günlük sinirsel enerjilerini boşaltmaları gerekir. Not: Doberman'ın kişiliği iki yaşından sonra da gelişmeye devam eder. Bununla biriikte köpek on ile on iki aylıkken sıkı eğitime başlanmalıdır. Uzun ömürlüdür. On beş, hatta yirmi yıl yaşayabilir.

AMERİKAN PİTBULL TERRİER

Kökeni: Bu savaşçı köpek on dokuzuncu yüzyılda Ingıltere'nin Staffordshire bölgesinde bulldog ila çeşitli terrierlerin çiftleştirilmesiyle mesiyle elde edildi, Birleşik Devletler'e gatirilen bu cins burada onun ağırlığını arttıran ve başının daha güçlü hale gelmesinı sağlayan Amerikalı yetiştiriciler tarafından mükemmelleştirildi.Tanımı: Yükseklik: erkeklerde 44-46 cm., dişilerde %10 daha alçak, Ağırlık: 17-20 kg. Güçlü, kaslı birgövdesi vardır aynı zamanda çok çeviktir. Gözler : yuvarlak. siyah. Kulaklar dik, uçları biraz kesik. Kuyruk : kısa, yatay duruşlu Kalın,kısa, parlak tüyleri vardır. Her renk olabilır. ancak erkeklerin rengi % 80'den fazla beyaz olmamalıdır. Amerikan Köpek Kulübü tarafından American Staffordshira, Ingiliz Köpek Kulübü tarafından ise Amerikan pit bullterrier olarak siniflandırılmıştır.Kişiliği: Son derece cesur (çok eski savaş köpeklerinin dölüdür) ve çok canlı bir köpektir, Düşmanıyla ölduresiye savaşır. Ancak, asgari bir eğitimle yabancıların niyetıni anlayabilmesini sağlayacak kadar yetenekli, sakin, iyi huylu ve itaatkar bir köpek haline gelebilir.Kullanımı: Mülk bekçisi olarak çok iyi sonuç vermiştır. Insana eşlik eden köpek olarak da değerlidir.

ALMAN KURDU

Kökeni: Alman Shepherd ın kökenine dair farklı teoriler vardır. Bir teoriye göre bu köpek Almanya'da var olan çeşitli çoban köpeklerinin çiftleşmesinden bir başka teoriye göre de dişi çoban köpeklerinin erkek kurtlarla çiftleşmesinden olmuştur. Dorğu yanıtın hangisi olduğu zamanla daha da belirsezmiştir. Ancak ilk Alman shepherd lerinin (uzun tüylü) 1882'te Hanover de, kısa tüylü olan türün ise 1889 da Berlin`de sergilendiği bilinmektedir. Tanımı: İdeal yükseklik: erkeklerde 60-65 cm. dişilerde 55-60 cm kadardır. Ağırlık: 35 İle 40 kg,arasında eğişir. Kuvettli, gelişmiş kasları olan, hafif ama sağlam kemik yapısıyla uzunca bir gövdesi vardır. Başı govdesiyle orantılı, alnı dışa doğru biraz çikık, dişieri güçlü ve makas çeneli, uçlara doğru sıvrilen, tabanları kalın ve dik kulaklı (altı ayakadar kulakları düşük olabilir ). Gözler: Badem biçiminde canlı ve zeki ifadeli , siyah renklidir. Tüylu kuyruğu arka bacaklarının ortasına kadar uzanır ve sakin olduğu zaman düşüktür, Ön bacakları ve omuzları kaslıdır. Butları kalın ve güçlüdür. Ayakları yuvarlak , tabanları çok serttir. Renkler : siyah , demir grisi , kül grisi . BUrenkler ya tektir yada kahverengi , sarı veya acık gri ile gölgelenmiştir . Tüyler , kısa ve sık , dalgalı ve uzun olabilir.Kişiliği : Cesur , neşeli , sadık , kararlı , vefalı , efendisine ve çocuklara sevgi duyan , öteki hayvanlara karşı hoş görülü, yabancılara karşı uyanık , kolay eğitilir.Özelliği: İlk kez sürülerin önderi olarak kullanılmıştır. zekası ve sağlam karakteri nedeni ile savaş zamanında ( ateş altında ve mayın tarlalarında mesaj taşır ) , ayrıca kurtarma köpeği (suda , dağda ya da yangında) ve polis köpeği (eski bir izi bile sürebilir) olarak da kullanılmakdadır. ancak Alman Shepherd`i bekçi köpeği olarak eşsizdir; mükemmel refklesleri vardır ve çabuk saldırıya geçebilir. Kendisine verilen görevi daima iyi niyet ve coşku ile yerine getirir.

köpek Çeşitleri

  • ALMAN KURDU
  • AMERİKAN PİTBULL TERRİER
  • DOBERMAN PINSCHER
  • GOLDEN RETRIEVER
  • LABRADOR RETRIEVER
  • ROTTWEILER
  • SİBİRYA HUSKY
  • SİVAS KANGAL

Köpek eğitimi

Eğitimin yaşı yoktur demiştik eğitim köpeğin ve sahibinin ortak yaşamını her iki taraf için kolay kılması bakımından köpek için şarttır .Doğada vahşi ortamda yaşayan canlılar bile yaşamak için ve sürü uyumu için mutlaka anne ve babasından alabileceği bütün eğitimleri almak zorundadır. Alamayan yavrular ise yaşına dahi giremeden bir başka canlıya yem olur veya bir felakete maruz kalır. Evinize getirdiğiniz yavru köpekte ileriki yaşamını kolaylaştıracak eğitimini sizden alacaktır Eğitim almamış hangi canlı olursa olsun yaşamında zorluklar karşısında geri adım atar ve karşılaştığı zorluklar karşısında başarılı olamaz köpek eğer eğitimsiz ise sahibine ve çevresine mutluluk vermez ancak eğitimli bir köpek çevresinden övgü toplar o güne kadar hiç bir köpekle yakınlaşmamış bir kişi bile artık köpeğe sempati ile bakacaktır ve ön yargılardan arınacaktır.
Köpek yetiştirmenin altın kurallarını iyi etüt etmek ve anlamak köpeğinizi yetiştirmenizde size çok kolaylık sağlar,köpeğinizi iyi gözlemlemeli ve ona göre davranmalısınız.Köpek denen canlı son derece iyi bir gözlemcidir,sizi bütün gün izler ve ona göre davranır. Köpek eğitmek veya köpek beslemek diye bir şey yoktur,"KÖPEK YETİŞTİRMEK" vardır. Yavru bir köpeği alırsınız ve ölene kadar onu yetiştirirsiniz, bu zaman zarfında beslersiniz,eğitirsiniz. Köpeğiniz ile ilk komutları çalışmaya mutlaka sakin bir ortamda başlayın ve öğrenmeyi başardıktan sonra daha kalabalık ortamlarda çalışmaya devam edin. Çalışma sayıları ve tekrarlar çoğaldıkça öğrenme de hızlanır. Köpek yetiştirmek sanıldığı kadar basit değildir. Ancak bazı insanlar öğretme konusunda doğuştan yeteneklidir. Şöyle bir düşünün;mutlaka çevrenizde öğretme konusunda yetenekli bir tanıdığınız vardır. Hiç ilgilenmediğiniz bir konuyu size sohbet esnasında hissettirmeden öğretir. Sonradan siz bunun farkına varınca da hayretler içinde kalırsınız. Biz sadece size eğitimin temel teknik ve bilgilerini veriyoruz. Biz de çok iyi biliyoruz ki her köpek sahibi eğitim konusunda başarılı olamaz. On köpek sever dener fakat dört kişi başarılı olur. Eğer bu rakamları yükseltebilirsek başarılı köpek sahibi sayısı artar. Konuyla ilgili kitaplar da hep bu sebeple yazılır.Ekonomik nedenlerden dolayı da birçok insan köpeklerini eğittirememektedirler. Bu nedenle verilen bilgileri iyi değerlendirin, en azından köpeğinizi kendiniz eğitemeseniz bile doğru bir şekilde yetiştirmiş olursunuz. Anlayamadığınız bir komutu kesinlikle köpeğinize öğretmeye çalışmayın .aksi takdir de köpekte psikolojik problemlerin oluşmasına sebep olursunuz bizim kitap yazmaktaki asıl amacımız köpeğinizi problemsiz bir şekilde yetiştirmenizdir size tavsiyelerimiz de ne diyorsak elinizden geldiğince uygulamaya gayret edin. Mesela siz yemek yerken asla ve asla köpeğinize masa kenarından yemek vermeyin ve verdirtmeyin diyorsak bu hem sizin hem de köpeğinizin iyiliği içindir mutlaka bu kurala uyun çünkü doğada köpek bir dilenci değildir sizin acıyıp ta vereceğiniz bir parça yiyecek köpeğinizi artık dilenci yapmaya yetecektir .
Köpek yetiştirirken iki şeyden yararlanmalıyız;
1- Dolaylı etki; 2- Direkt etki; 3- Tavizsiz Davranmak
Bu üç temel kuralı mutlaka her yerde ve ortamda kesinlikle uygulamalıyız aksi olursa köpek büyüdüğünde asla söz dinletemeyiz bazı eğitimler vardır ki asla uzmanlara danışmadan öğretmeye çalışmamalıyız (saldırı eğitimi gibi).

Köpek aldıktan sonra ne yapmalıyız

Eğer ilk defa evinize bir köpek alıyorsanız yetiştirme kurallarına daima uymanız gerekir. Eğer daha önce bir köpek yetiştirdiyseniz geçmişte yapmış olduğunuz bazı hataları artık tekrar etmemelisiniz. köpek yetiştirmiş bazı insanlar çevrelerine yetiştirme ile ilgili bilgi verirler fakat oluşacak kötü sonuçlara asla katılmazlar; derler ki benim köpeğinde sonuç mükemmeldi köpek aldıktan sonra artık dönüşünüz yoktur. bazı insanlar köpek sevdiğini zannedip köpek alırlar bir köpeğe yapabileceğiniz en büyük kötülük onu bir süre besleyip sonra bir başkasına vermek veya sokağa bırakmaktır. Biz bu nedenle diyoruz ki köpek almadan önce çok iyi düşünün aldıktan sonra yapacağınız kural hatalarında üzülmeyin size tavsiye ettiğimiz yetiştirme kuralları yalnızca bizim deneyimlerimiz olmayıp köpek yetiştirmeye yıllarını vermiş insanların köpek yetiştirirken edindikleri tecrübeler ve bilgilerdir. Denenmemiş ve kanıtlanmamış hiçbir konuyu sizlere aktarmıyoruz. Köpeğinizi aldıktan sonra ona bahçenizde veya evinizde zamanınızın bir kısmını yavruya ayırmalısınız. Bu zamanlarda neler yapmanız gerekecek konu başlıkları olarak belirtelim.
1-günlük oyun ve egzersizler : Köpeğiniz yalnız başınayken kendi kendine oyun oynayabileceği malzemeleri olmalı
2-sizinle beraber oynayabileceği malzeme ve oyuncakları olmalı
3-Yaşına ve yeteneğine göre yapacağı egzersizleri tespit edip ona göre çalışmalar yapmalısınız.
4-Köpeğinizin sağlığıyla ilgili periyodik bakımlarını ihmal etmemelisiniz. (Bu konuda Veteriner hekiminiz sizi yönlendirecektir.)
5-Geziler :ailece yapacağınız gezilere köpeğinizi de dahil ederseniz köpeğinizin daha sosyal ve zeki olmasını sağlarsınız.
6-Eğitim : Köpek eğitiminin yaşı ve yeri yoktur. Köpeğinizin fiziki kabiliyeti ve algılama yeteneğini iyi gözlemlemeniz yeterlidir. Bazı ağır ve sistemli eğitimleri ancak 1 yaşından sonra verebilirsiniz.Temel kural köpek eve geldikten sonra eğitim başlar.
Köpeğinizi yetiştirirken daima kararlı ve otoriter davranmalısınız. Hiçbir konuda taviz vermemelisiniz. Kızmanız gerektiğinde mutlaka kızdığınızı belli edin. Övmeniz gerektiğinde de anında övün. Ödül ve ceza sistemi daima uygulanmalıdır. Köpek yetiştirirken gayemiz sağlıklı ve eğitimli bir köpekle beraber yaşamaktır. köpeğinizi eve götürmeden önce mutlaka veterinerinize gösterin..
Köpeğinizi aldınız ve artık bir yavru köpek sahibisiniz. bundan sonra hayatınızda artık küçük bir canlı var. Bilmeniz gereken çok şey var. Köpeğinizle birlikte geçirdiğiniz zaman içinde inanın çok ilginç olaylara tanık olacak ve kafanızdaki bir çok sıkıntıdan kısa bir süre de olsa uzak kalmanın keyfine varacaksınız Köpek almakla ne kadar iyi bir şey yaptığınızı çevrenize söyleyeceksiniz. Ancak bu mutluluklar bahçeli bir evde yaşanıyorsa çok daha keyifli olacaktır. Şehir hayatının insanlar üzerindeki bir çok etkisini azaltan tek şey bence iyi eğitilmiş bir köpektir. Bu fikrimi ancak eğitimli bir köpeğiniz olduğunuzda katılacaksınız.
Türkiye şartlarında köpek yetiştirmek çok meşakkatli bir hobidir. Karşınıza çıkacak problemleri gidermek için veya problem çıkmasını önlemek için bilgili yetiştirici olmak gerekir. Bilgi sahibi olmak için de kaynağa ihtiyaç vardır. yıllarca yeterli ve profesyonelce yazılmış kitap bulamadım yurt dışında kaynak oldukça çok fakat çoğu ticari amaçla yazılmış ve çok profesyonel bilgiler içermiyordu.
Gelişmiş ülkelerde köpek kulüpleri 100 yıl önce kurulmuş köpek severler belli zamanlarda bir araya gelerek bilgi paylaşımı yaparak köpeklerin bilinmeyen yönlerini aralarında paylaşmak suretiyle diğer köpek severler aktarmışlar biz ise daha yeni yeni ülke olarak köpeklerin farkına varıyoruz. bu ülkelerde sistem yerleşmiş ve devlet yardım etmekte bizim şehirleşme şeklimiz insanların yaşamasına bile uygun değilken tabi ki köpek yetiştirirken zorlanıyoruz. Gerçekten köpek seven insanlar çevre ve doğayı seven insanlardır.
Köpek yetiştirirken kulaktan dolma bilgilere değil doğru bilgilere ulaşın

Yavru köpek alırken ne yapalıyız

İlk kontrol sağlık açısından yapılmalıdır. Seçeceğiniz yavru sizinle birlikte 14-15 yıl ve günün çoğunluğunda birlikte olacaktır. Köpeğinizde ortaya çıkacak bir hastalığın sizi çok üzeceği kesindir.Uzun zaman sonraki hastalıkları tahmin edemesek de, sağlıklı bir yavruyu seçmek zorundayız. Daha sonra onu veteriner kontrolünden geçirerek ilerideki hastalıklara karşı aşılarını yaptırmalıyız. Bu aşılardan bazıları üretici tarafından yapılmış olabilir, bunun için yavruların aşı karnesini isteyin ve kontrol ederek parazit kontrolünün yapılıp yapılmadığını ve hangi aşıların yavrunun üzerinde olduğunu değerlendirin. Yavrular canlı görülmelidirler, dokunulmasına izin vermeli, aşırı ürkeklik veya saldırganlık gözlemlenmemelidir. İlk bakışta size sağlıklı gibi görünen yavru siz aldıktan kısa bir süre sonra hastalanabilir hatta ölebilir. Bu yüzden güvenilir bir firmayı tercih edin ve mutlaka yazılı bir şekilde sağlığını garantilesin.. İki buçuk aylıktan küçük olmayan ve en az üç aşısı yapılmış yavruları tercih edin. Aldığınız yavruların iç ve dış parazit tedavilerinin yapılmış olup olmadığını kontrol edin. Üç dört yavru arasından seçim yapmaya çalışın. Genellikle ilk yavrunun orijin ve sağlık olarak diğerlerinden daha üstün olacağı düşünülür. İlk yavrular daha iri oldukları için diğerlerinden daha fazla süt emerler. Üreticiler genellikle ilk yavruları satmayıp kendilerine damızlığa ayırırlar

Köpeklerde saldırganlık

Liderlik mücadelesinde veya sokak karşılaşmalarında sosyal üstünlük taslamak, kolaylıkla saldırı tehditlerinin meydana gelmesini sağlar. Tehdit davranışı sadece saldırı için değil, ikaz ve savunma amacıyla da yapılmaktadır. Tabii ki bu davranışlar bakımından, köpekler arasında az ya da çok farklılıklar olmaktadır.Eğer bir köpek, yabancı bir köpeği veya insanı düşman olarak algılıyorsa, tüm dikkatini bu canlı üzerinde toplar. Özellikle, ense ve boyun bölgesindeki kılların dikleşmesi ve gerilmiş eklemler, vücudu büyük gösterip, köpeğin saldırıya geçeceğini belirtir. Kuyruk, yukarıda belirtildiği gibi ırka göre az veya çok şekilde sırta doğru kıvrılır ve kaldırılır veya yere paralel düz tutulur. Kafa ise az miktarda öne doğru eğilir, böylece köpek tüm vücudunu sırtıyla düz bir hizada tutmuş olur. Bu arada, enerji harcamamak için kuyruk sallanmayabilir. Bazen de kökten çevrilip daire çizilir. Bu hareket köpeğin hızını artırıp dengeyi sağlar, bu arada kuyruk ucundaki duyarga görevi yapan kıllar, muhtemelen çevredeki sinyalleri algılar.
Kendine güvenen bir kurt, tehditkar bir bakışın yanına diğer yüz mimiklerini de katar. Çatılmış alın bölgesinin altından bakan gözler, böyle bir durumda daha da aşağı noktana bakar. Dudakların güçlü bir şekilde geri çekilmesiyle, tehditkar dişler ortaya çıkar, boyun derisi son derece gerilir. Kulaklar, hafif eğik olarak önde tutulur ve son olarak, gerçek bir tehdit etme unsuru olan ağız da açılır. Bunlar, kurdun olduğu gibi, köpeğin de, ısırmaya başlayacağını gösteren mimiklerdir. Prensipte tehdit,saldırı hareketinin şekillenmesi için oluşur, ancak bu sırada köpeğin gerçekten saldırıya geçmesi gerekmez.Tam bir saldırı tehdidinde, bakışlar tam olarak rakibinin gözlerinin içine yöneltilmiş vaziyette, dudaklar üste ve alta çekilerek öndeki dişler ortaya çıkartılmış, ağız açısı kısaltılmış ve yuvarlaklaştırılmıştır. Hayvan tetikte olup, en ufak bir tehlike anında, dudak araları daha da büyümekte, ağız ve dişler iyice ortaya çıkmaktadır. Ancak, saldırganlık durumunda dudakların aldığı bu pozisyon, çok az köpek ırkında dikkat çekici olmaktadır. Kurtta, ağız açısının yuvarlak şekle sokulması belirgin biçimde gözlenir. Birçok evcil köpekte ise bu önemli sinyal, uzun tüyler nedeniyle fark edilmez.Köpeklerde düşman karşısında ortaya çıkan mimiklere, kulakların arkaya (kulak kökleri dahil) çekilmesini de ekleyebiliriz. kurtlarda, tüm tehditkar davranışlar kesinlikle kurallara uygundur. Tehdit ya kavgayla ya da rakiplerden birinin teslimiyet göstermesi veya ortamdan uzaklaşmasıyla, yani uzlaşmayla sonuçlanır. Evcil köpeklerde, bu kurallar zaman zaman ihlal edilmektedir. Bu durum ya kalıtsal faktörlerden, ya köpeğin psikolojisindeki olumsuzluklardan ya da deneyimsizlikten kaynaklanmaktadır. Tehdit eden köpek kafasını kaldırıp, bakışlarını karartır, kuyruk bayrak gibi havaya kalkar ve bacak kasları gerilir. Kasılmış bacakları sayesinde, yerden mümkün olduğunca yukarıda durur ve bedenini adeta büyütür. Bunun yanında, boyun ve sırt tüylerini kabalaştırıp, kaldırır. Bu tür davranış birçok memeli hayvanda görülebilir. Hepsinin ortak bir amacı vardır. Kendini olduğundan iri göstermek. Savunmada olan köpekler tehdit davranışları sergileyebildiği gibi, ısırma davranışında da bulunabilir, bu ısırıklar ya düşmana karşı olur ya da boşa gider. Çoğunlukla, tehdit davranışı gösteren iki köpekten, savunma anındaki ısırmanın çok daha tesirli olduğu bilinir. Korkmuş köpekler, üzerlerine gelecek objelere saldırırlar, örneğin; tesadüfen oradan geçen bir insana saldırabilir. Savunma ifadesi gösterdikten sonra düşmanıyla kavgaya girebilir, kaçabilir veya alçakgönüllülük göstererek sinebilir.

Köpeklerin pisikolojisi

Köpeğin kendi doğasına ters düşen ve herhangi bir amaç taşımaksızın yapılan davranışların sebebi psikolojik problemler olabilmektedir. Bunlardan bazıları, sebebi dış faktörler olsa bile, köpeğin kendi içsel hesaplaşmalarıdır. Buna, anoraksia nevrosa dediğimiz sinirsel sebeplere dayalı iştahsızlık, depresyon, demoralizasyon ve sebepsiz kaşınmadan tutun, kuyruk yemeye kadar varan obsessif - kompulsif davranışlar örnek gösterilebilir. Bunlar genellikle insan - köpek ilişkisini doğrudan etkilemezler. Ancak bu ilişkiyi doğrudan etkileyen bozukluklar vardır ki, bunun en tipik örneği agresif (saldırgan) davranışlardır ve köpeğin anksiyetesi (gerginliği) dışarıya yönelmiştir. Bunların tamamı tedavi gerektiren psikolojik problemlerdir.
Öncelikle şu soruyu cevaplandırmalıyız: Köpekte problem olarak nitelendirdiğimiz husus gerçekten köpeğin problemi mi,yoksa bizim problemimiz midir? Aslında ortaya çıkan davranış problemlerinin önemli bir bölümü, köpek tarafından normal olan davranışların, insanlar tarafından anormal olarak algılanmasıdır. Bizler hayvanlardan, bizim gibi hareket etmelerini ve bizim monoton hayat düzenimize uymalarını bekleriz. Tabii ki, evcilleştirmeyle birlikte, köpekler de kendi yetenekleri doğrultusunda bize uymaya çalışmışlardır. Ancak, bazen bizim isteklerimiz çok abartılı olabilmektedir. Maalesef, köpek için tamamen normal olan birçok davranış insan - köpek ilişkisine zarar verecek boyutlardadır. Örneğin; köpeğin evde liderlik iddiasında bulunması, köpeğin içgüdülerine ters düşmeyen, son derece normal bir davranıştır. Bu tür davranışlar, köpek açısından davranış bozukluğu olmasa da, köpeğin insanla beraber yaşamına olumsuz etki ettiği için, istenmeyen davranış sınıfına girer ve bunların giderilmesinde de psikolojinin tedavi yöntemleri uygulanır.
Bazı istenmeyen davranışlar, sadece basit bir nedenden dolayı oluşmaktadır. Örneğin; küçük bir oda içinde sürekli olarak havlayan bir köpek, geniş bir bahçe içine konulsa havlamayacaktır. Bunu da davranış problemi olarak nitelendirebilir miyiz? Örneğin; yalnızlık endişesi diye adlandırılan problem nedeniyle, akşam eve geldiğimiz zaman birçok kıymetli eşyamızı köpeğimiz tarafından parçalanmış olarak bulabiliriz. Bir vakamda bunun sebebini bulmakta epey zorluk çekmiştim. Ama olayı iyice incelediğimde, bu problemin sebebinin çok komik ve basit olduğunu buldum. Köpeğin böyle davranmasının tek nedeni, gündüz vakti üst kattaki çocuğun oynadığı atariden çıkan acayip seslerdi. Hayvan bu seslerden dolayı gerginleşiyor ve gerginliğini bu şekilde çözüyordu. Eğer hayvana huzurlu bir ortam sağlayamamışsak ve havyan korkusundan dolayı bu tür davranışlarda bulunuyorsa, bu davranışı anormal diye nitelendirmeden evvel biraz düşünmemiz gerekmiyor mu?

Köpeğin evcilleştirmesi

Hayvanların kendi doğasından oldukça farklı şekilde ve insanın arzu ettiği boyutlarda, yeni bir davranış yapısı kazanması olarak tarif edebileceğimiz evcilleşmede binlerce yıl süren bir seleksiyon söz konusu olmuştur.Son araştırmalara göre köpek, insanın en eski ev hayvanıdır. İlk olarak, köpekler Avrupa ve Yakın Doğu’da, daha sonra Amerika'da evcilleştirilmiştir. Bonn yakınlarındaki Oberkassel kasabasında bulunan bir köpeğin çene kemiği üzerinde yapılan incelemelerle ilk evcil köpeğin ortalama 14.000 sene evvel yaşadığı anlaşılmıştır. Böylece insanın en eski ev hayvanının köpek olduğu ortaya konmuştur. Bazı kaynaklara göre kurtların evcilleşmeye başlaması İsrail'de MÖ 12.000 - 10.000, ülkemizde ise 7000 yıllarına uzanmaktadır. Evcilleştirme büyük ihtimalle farklı zaman ve mekânlarda gerçekleşmiştir. Böylece farklı köpek ırkları oluşmuş ve bunlar arasında, insanın işine en çok yarayan köpekler tutulup, diğerleri üretim dışı bırakılmıştır. Kurttan köpeğe geçiş, yine evcilleşmenin ve insanlarla birlikte yaşamanın sonucu olarak ortaya çıkan ve binlerce yıldır süregelen bir olaydır. Bu zaman içinde hayvanlar psiko-genetik ve hattâ anatomik olarak da değişikliklere uğramışlardır.


Kurda ait davranışların, köpekte %50 oranında değiştirildiği iddia edilmektedir. Geriye kalan %50 oranındaki ortak davranış biçimleri, çok uzun zamandan beri kurtlardan çok uzak yaşamasına rağmen mevcuttur. Yapılan genetik müdahaleler ve çevresel etkiler dolayısıyla köpekler, kurtlardan çok, insana yakışan ve insanlardan bağımsız olarak yaşayamayan bir tür hâline gelmişlerdir.
Evcilleşmenin temelinde, içgüdüleri kontrol edebilme yeteneği vardır. Bir canlı (insan dahil) içgüdülerini ne denli kontrol edebiliyorsa, o kadar evcildir. Beynin prefrontal bölgesi bu yetenekten sorumludur ve bu bölge bakımından en gelişmiş canlı insandır. Köpekte insan kadar olmasa da oldukça gelişmiştir. Kediyle kıyaslanacak olursa, bu gelişim, köpekte daha fazladır. Maymunda ise, bu bölge köpeğinkinden daha büyüktür, ancak büyüklük tek başına yetmemekte, bu alanın kullanılma oranı da önem taşımaktadır. Bu alan kullanıldıkça snapslar arasında bağlantılar gelişmekte ve kontrol yeteneği artmaktadır. Bu bakımdan köpeklerin, içgüdülerine daha hâkim hayvanlar olduğu söylenebilir. Zaten maymunun evcil olmadığını herkes bilir. Kavram kargaşası olmasın diye açıklamakta yarar var; maymun gibi, insanla anlaşan her hayvan evcil değildir, bunlar ehlileştirilmiş olan, yabanî hayvanlardır. Evcilleştirme ile ehlileştirme farklı kavramlardır. Evcil bir hayvanın doğan yavruları da evcildir, oysa ehli olan yabanî bir hayvanın yavrusu da yabanî doğar ve bizimle anlaşabilmesi için ehlileştirilmesi gerekir.

Köpek tarihçesi

Carnivora (etçilller ) takımının Canidae ( köpekgiller ) familyasından olan köpek evcilleştirilmiş ilk hayvandır.12-14 bin yıl önce Avrasya’da ortaya çıkmış,insanlarla ilişkisi en azından 10 bin yıl önce başlamıştır.Köpekgillerin soyağacı ise 40 milyon yıl önce yaşamış Miacisis dene etçil memeliye kadar uzanır.Onu izleyen Cynodictus ve Hesperocyn cinsleri ilkel birer köpek sayılırsa da birçok etçilin ortak atası olabilecek yapısal özellikler taşırlar. Daha sonra ortaya çıkan Tomarctus cinsi ise büyük olasılıkla tilki,kurt,çakal ve köpeğin atasıdır.Köpek ise çeşitli uzmanlar tarafından doğrudan atası sayılan çakal ve kurtla birlikte Canis cinsine yerleştirilir. Evcilleştirilen köpeğin atası olmaya en yakın aday eskiden bütün Avrupa,Asya,Kuzey Amerika’da yaşayan ve çok çeşitli alt türleri bulunan bozkurt'tur. Kuzey enlemlerde yaşayan kurtlar güneydekilerden çok daha iri olduğundan, köpeklerin orta ya da güney enlemlerde yaşayan, daha küçük yapılı bir alttürün soyundan geldiği sanılmaktadır. Bu özelliği taşıyan alttürlerden biri Hindistan' da yaşarken bir başkası da eskiden Çin'de yaşamıştır. Çakal ise Asya'nın güneybatı, Avrupa'nın güneydoğu kesimleri ile Afrika'yı içine alan coğrafi bir dağılım gösterir.
Belki de yiyecek artıkları bulmak amacıyla yerleşim alanları çevresinde dolaşan ve yaklaşan tehlikelere karşı insanları uyararak güven duygusu yaratan bu hayvanlar ile insanlar arasında yavaş yavaş gelişen bir ilişki doğmuştur.Köpek evcilleştirilmeye başladıktan sonra, onu yabanıl akrabalarından ayıracak bazı özellikler oluşmaya başlamıştır. Yukarı kıvrık kuyruk biçiminin olasılıkla ilk köpek soyuna kadar inmesi, bütün köpek tiplerinin ortak bir atadan geldiği görüşünü güçlendirmektedir. Köpeğin ayırt edici özelliklerinden biri de kurdunkilerden daha küçük ve daha güçsüz diş yapısıdır. Anlaşıldığı kadarıyla başlangıçta, daha küçük yapılı, daha küçük dişli ve dolayısıyla eğitilmesi ve denetlenmesi daha kolay olan hayvanlara yönelik bir yapay seçme uygulanmıştır.
Eldeki kanıtlar evcil köpeğin büyük bir hızla her iki yarıküreye ve tropik iklimlerden kutup bölgelerine kadar tüm yeryüzüne yayıldığını göstermektedir. Avrupalılar Kuzey Amerika'ya ayak bastıklarında, kendi köpeklerini de oraya götürdüler. Ama tüm Yerli kabilelerinde zaten köpek beslenmekteydi. O sıralarda, Kuzey ve Güney Amerika'da en azından 20 köpek soyu bulunuyordu. Meksika tüysüz köpekleri ve Eskimo köpekleri dışında bunlardan çoğu yok olmuştur.
Avustralya'da evcil köpekten farklı bir tür olan dingo bulunur. Yabanıl bir hayvan olan Dingo, bazen yarı evcilleşmiş biçimde Yerli köylerinde yaşar. Dingonun ataları büyük olasılıkla birkaç bin yıl önce, ilk göçmenler tarafından Avustralya'ya getirilmiş ve bu hayvanlar sonradan yabanıllaşmıştır.
Afrika'da yazılı tarihin başlangıcından beri köpeklerin bulunduğu bilinmektedir. Yerli köpek soylarından varlığını sürdüren basenji, ekvator bölgelerindeki Pigmeler tarafından günümüzde de beslenmektedir.Aynı genel köpek tiplerine yeryüzünün hemen her yerinde rastlanmakla birlikte, fiziksel yapılan ve davranış özellikleri birbirine çok benzeyen birçok tip ortadan kalkmış, eski soyların çoğu ya tümüyle yok olmuş ya da büyük ölçüde değişikliğe uğramıştır. Ama Eski Mısırlıların kutsal saydığı köpek salukiye, Babil ve Hitit sanatında kullanılan köpek figürleri Kangal

Köpek nedir?

Köpek, evde gözüne bir yer kestirir, ordan onu kaldırmanın imkânı yoktur.
2. Köpek, yan odada bir cips paketi açsanız sesini duyar, ama aynı odada siz ona bişey söylediğinizde duymaz.
3. Köpek, aynı anda hem aptal, hem sevimli görünebilir.
4. Köpek, siz mutsuzsanız ulumaya başlar.
5. Siz oynamak istediğinizde köpek de oynamak ister.
6. Siz yalnız kalmak istediğinizde köpek yine de oynamak ister.
7. Köpek, eşyalarını her tarafa bırakır.
8. Köpek, ağzıyla iğrenç şeyler yaptıktan sonra sizi öpmeye çalışır.
9. Köpek, sizinle tanışır tanışmaz hemen ilgi bekler.
SONUÇ: Köpekler yumuşacık tüylerin altına saklanmış erkeklerdir